Florografinin modern kökenleri, 18. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nda geliştirilen "selam" adı verilen çiçek diliyle başlar. Osmanlı haremi ve saray hayatında, çiçeklerin anlamlarını kullanarak iletişim kurmak yaygındı. Bu dönemde, çiçeklerin anlamları, gizli mesajlar ve duyguların ifade edilmesi için kullanıldı.
Bu fikir, İngiltere'ye ve Avrupa'nın diğer bölgelerine yayıldı ve özellikle Viktorya dönemi İngiltere'sinde büyük bir popülerlik kazandı. Viktorya dönemi, katı sosyal kuralları ve duyguların açıkça ifade edilmesinin hoş karşılanmadığı bir dönemdi. Bu yüzden, insanlar çiçeklerin dilini kullanarak gizlice duygularını ifade ettiler. Bu dönemde çiçek ansiklopedileri ve sözlükleri yayınlandı ve her çiçeğin farklı bir anlamı olduğu kabul edildi.
Fransız yazar Charlotte de Latour'un 1819'da yayımlanan "Le Langage des Fleurs" (Çiçeklerin Dili) adlı kitabı, florografinin popülerliğini daha da artırdı. Bu kitap, çiçeklerin sembolik anlamlarını sistematik bir şekilde derledi ve halk arasında yayılmasına katkıda bulundu.
Florografi, 19. yüzyılın sonlarına doğru popülerliğini kaybetmeye başlamış olsa da, günümüzde hala romantik ve duygusal anlamları ifade etmek için kullanılmaktadır. Çiçeklerin dilini öğrenmek, geçmişte olduğu gibi bugün de, duygusal mesajları iletmenin zarif ve anlamlı bir yolu olarak devam etmektedir.
Kitabın linki: The language of flowers: Fluorography: Fluorography