Bu Blogda Ara

Translate

10 Eylül 2024 Salı

Review: Efendi Uyanıyor

Efendi Uyanıyor Efendi Uyanıyor by H.G. Wells
My rating: 5 of 5 stars

(İngilizce: The Sleeper Awakes) adlı kitabı, 1899'da yayımlanan ve 1910'da tekrar düzenlenen bir bilimkurgu romanıdır. Roman, yüzyıllık bir uykuya dalan ve uyandığında çok farklı bir dünya ile karşılaşan Graham adlı bir adamın hikâyesini anlatır.
Yapısı itibariyle önemli bir distopya olan bu kitap, Victoria dönemi ve sonrası arasındaki o önemli farklılıkların tartışıldığı bir yerde bize sınıfsal çatışmaları anlatmaktadır. Kitap, yazıldığı dönem ile günümüz arasındaki kıyaslanmasında farklı bir gelecek hayal etse de mantık olarak benzerlikleri gösteren bir dünyayı karşımıza sürmektedir. Kapitalin sınıflar arasındaki adil olmayan toplanması sonrasında oluşan kopuk ve yeni nesil kölelik rejimini duygulardan arındırılmış ve "cehalet" ile sınırları çizilmiş bir hale getirmiş olmanın güvencesinde sürdürmeye çalışan toplumu karşımıza çıkartmaktadır.
Her basamak altındakinin üzerine basarak üste çıkarken, alttakiler için tek istekleri orada ve sorgusuz kalmaları yönünde ilerlemektedir. Bunu net bir kast sistemine çevirmiş olan bu durumun ilerisinde bir isyanın sesleri ve bu isyanın sonucunda aslında sistemin kendini koruyan o organları yeniden tasarlaması ile süregelmektedir.
Zamanının ötesindeki vizyonu ile her kitabında farklı bir tat aldığımız Wells, bu kitabında "Efendi Uyanıyor", George Orwell’in 1984 ve Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya gibi ünlü distopya romanlarının öncülerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.



View all my reviews

25 Ağustos 2024 Pazar

Review: Kübra

Kübra Kübra by Afşin Kum
My rating: 5 of 5 stars

Yapay zeka üzerine yazılmış önemli bir distopya kitabı ve okurken baya heyecan verici bir hikaye olarak karşımıza çıkıyor.
Bir kaç mühim soruyu karşımıza getiriyor,
1. Analitik bir zekanın, zeka sistemi içinde vicdan tanımlaması oluşur mu?
2. İnanç aktarımında mesajın kaynağı, davranışsal yönelimi nasıl etkiler?

30 Temmuz 2024 Salı

Review: Tekvin

Tekvin
My rating: 5 of 5 stars

Arif Ergin tarafından 5 yılda bitirilmiş bir roman, okuduklarım arasında Türk Roman tarihine yeni bir bakış getirdiğini düşünüyorum.

Türk Sanat Tarihi açısından önemli bir isim olan Osman Hamdi Bey'in eserleri ile başlayan bir maceranın, 24 saat içinde evrildiği yer ayrı bir durum. Her tabloda farklı bir derinlik olduğunu ve o derinliğin manalarını farklı şekilde tartışabileceğini anlatan güzel bir tarzı mevcut. Tarihin tozlu raflarında dinlerin ve medeniyetlerin beşiği olan Anadolu'nun ortaya çıkardığı semboller dünyasının bir yansımasının da resim sanatı olduğu ortada.

Kitapta adı geçen "Tekvin" isimli tablo günümüzde hala kayıp olduğu belirtilen bir tablodur. Bu tablonun derinliklerinde bir yorumlama sanatı yatmakta ve bu kitap sanat tarihinin coğrafya üzerindeki etkilerini ve bu coğrafyadaki kültürel değişimin bu etkiler üzerine neler meydana getirdiğini çok güzel gösteriyor. Özellikle mesnevi kültürü, yazılı olmayan edebiyat ürünleri meydana getiren Ortadoğu dillerinin edebi ürünleri ve modernize kavuşmuş Osmanlı sanatlarının karşılıklı etkileşimlerinin kullanıldığı çok güzel bir sembolizm anlayışına sahip.
Kitap içindeki akıcı kurgu farklı kitaplardakileri aratmayan şekilde ve okurken, filmi çekilse nasıl oluru hayal etmekle devam ettim...



Tekvin Osman Hamdi Bey, 1901

Tekvin Tablosu


Osman Hamdi Bey, Türk resim sanatının öncülerinden biri olarak kabul edilir. Özellikle tarihi ve mitolojik konulara olan düşkünlüğü, tablolarında derinlikli ve etkileyici bir atmosfer yaratmasını sağlar. "Tekvin" tablosu da bu özelliğinin en belirgin örneklerinden biridir.

Tabloda, İncil'de anlatılan Adem ile Havva'nın yaratılış hikayesi işlenir. Ancak Osman Hamdi Bey, bu dini konuyu Batılı bir yaklaşımla değil, kendi kültürel ve sanatsal birikimiyle harmanlayarak özgün bir yorum getirir. Figürlerin anatomisi, yüz ifadeleri ve kıyafetleri, sanatçının döneminin akademik anlayışını yansıtırken, aynı zamanda Doğu ve Batı kültürlerinin sentezini de gözler önüne serer.

Adem ve Havva figürleri, tablonun merkezinde yer alır. Büyük bir ağaç altında oturan çift, ilk günahın işlenmeden önceki masumiyeti temsil eder. Figürlerin birbirlerine bakışları, aralarındaki derin bağı ve yeni bir hayata başlamanın heyecanını ifade eder. Arka plandaki ağaç, hayatın kaynağı ve bilgeliğin sembolü olarak kabul edilir. Aynı zamanda, Adem ile Havva'nın yaşadığı cennet bahçesini de çağrıştırır.

Osman Hamdi Bey, "Tekvin" tablosunda ışık-gölge oyunlarını ustalıkla kullanarak derinlikli bir perspektif yaratır. Figürlerin üzerindeki ışık, onların önemini vurgularken, arka plandaki karanlık ise bilinmeyenin ve gizemin simgesi olarak karşımıza çıkar. Tablonun renk paleti, sıcak ve dingin tonlardan oluşur. Bu renkler, huzurlu ve sakin bir atmosfer yaratır.

Sonuç olarak, Osman Hamdi Bey'in "Tekvin" tablosu, Türk resim sanatının önemli bir eseri olarak kabul edilir. Sanatçı, bu tabloda dini bir konuyu evrensel bir dilde anlatarak, izleyicilere derin düşüncelere sevk eder. Aynı zamanda, Doğu ve Batı kültürlerinin sentezini başarılı bir şekilde gerçekleştiren Osman Hamdi Bey, Türk resim sanatına önemli katkılar sağlamıştır.

9 Temmuz 2024 Salı

Modern Dijital Dünya ve Modern Dijital Hastalıklar

 

Modern dünya üzerinde sosyal hayatın dijital karşılığı bazı patolojiler ile karşımıza çıkmaktadır. Bu durumların bazıları:

  • Photolurking: Dijital Çağın Sessiz Gözlemcileri
  • Facebook Depresyonu: Sosyal Medyanın Görünmeyen Tehlikesi
  • Ego Sörfü: Dijital Dünyada Kendini Arama Sanatı
  • FOMO: Kaçırma Korkusunun Dijital Dünyadaki Etkileri
  • YouTube Narsisizmi: Dijital Dünyada Kendini Beğenme Fenomeni

15 Haziran 2024 Cumartesi

Çiçeklerle Konuşma Dili: Florografi

Florografi, yani çiçeklerin dilinin tarihi, çiçeklerin sembolik anlamlar taşıdığı eski medeniyetlere kadar uzanır. Ancak, çiçeklerin sembolik bir dil olarak kullanılması 18. ve 19. yüzyıllarda popülerlik kazanmıştır. Özellikle Viktorya dönemi İngiltere'sinde ve Osmanlı İmparatorluğu'nda bu dil oldukça yaygındı.

Florografinin modern kökenleri, 18. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nda geliştirilen "selam" adı verilen çiçek diliyle başlar. Osmanlı haremi ve saray hayatında, çiçeklerin anlamlarını kullanarak iletişim kurmak yaygındı. Bu dönemde, çiçeklerin anlamları, gizli mesajlar ve duyguların ifade edilmesi için kullanıldı.

Bu fikir, İngiltere'ye ve Avrupa'nın diğer bölgelerine yayıldı ve özellikle Viktorya dönemi İngiltere'sinde büyük bir popülerlik kazandı. Viktorya dönemi, katı sosyal kuralları ve duyguların açıkça ifade edilmesinin hoş karşılanmadığı bir dönemdi. Bu yüzden, insanlar çiçeklerin dilini kullanarak gizlice duygularını ifade ettiler. Bu dönemde çiçek ansiklopedileri ve sözlükleri yayınlandı ve her çiçeğin farklı bir anlamı olduğu kabul edildi.

Fransız yazar Charlotte de Latour'un 1819'da yayımlanan "Le Langage des Fleurs" (Çiçeklerin Dili) adlı kitabı, florografinin popülerliğini daha da artırdı. Bu kitap, çiçeklerin sembolik anlamlarını sistematik bir şekilde derledi ve halk arasında yayılmasına katkıda bulundu.

Florografi, 19. yüzyılın sonlarına doğru popülerliğini kaybetmeye başlamış olsa da, günümüzde hala romantik ve duygusal anlamları ifade etmek için kullanılmaktadır. Çiçeklerin dilini öğrenmek, geçmişte olduğu gibi bugün de, duygusal mesajları iletmenin zarif ve anlamlı bir yolu olarak devam etmektedir.


Kitabın linki: The language of flowers: Fluorography: Fluorography

10 Nisan 2024 Çarşamba

Dünya Sana Borçlu Mu?

Garip bir sorgulamanın kıyısında varlığımızı sorguladığımız bir güne uyandım desem yeridir. Sonra da kişiselleştirilmiş dünyamız içinde sıradanlıktan kopuk o uçuk ruhumuz bize bir şey getiriyor. Varlığımızın unutulmuş karşılığının temelinin yer aldığı hayat içinde iki konu ortaya çıkıyor.

Özel miyim?

Değerli miyim?

21 Ocak 2024 Pazar

Kişisel veri güvenliğinde bireysel basamaklar

 Kişisel veri güvenliğinde bireysel basamaklar:

  • Bilgisayarı ortamdan uzaklaştığınız zaman diliminde kilitlemeli, hassas veri bölgelerinde parola koruması yapılmalıdır.
  • Güçlü parolalar kullanıp, düzenli değiştirmek gereklidir.
  • Parolaları herhangi bir ortamda kayıt altında tutmamalı ve paylaşmamalıyız.
  • E-mail ve otomatik indirmeleri hemen açmamak gereklidir.
  • Ağ güvenliği kontrollü sağlanmalıdır, güvensiz erişimin engellenmesi gereklidir.
  • Düzenli şekilde güncellenmiş olan anti-virüs uygulaması kullanılmalıdır.
  • Güvenlik duvarı kullanımı: erişimlerinizi gerekli durumda sınırlandırmak zararlı yazılımları engelleyecektir.
  • Önemli yazılım ve belgelerin yedeklenmesi ve belli aralıklar ile takibi önemlidir.
  • Önemli dosya ve kişisel verilerin uygun arşivlenmesi ve hemen bulunmaması gereklidir.
  • Önemli dosyaların imhası önemlidir. Çöpe atılacak veriler kullanılmaz hale gelmesi önemlidir.
  • Çıktı işlemini kullanırken, ortak alanda yazıcıda beklememek gereklidir. 
  • İş bilgilerinizi sosyal ağlarda yayınlarken veri güvenliğinize dikkat edin.
  • Ofis içinde müşterilerin yanında olmak gereklidir.
  • Telefon konuşmalarını yalnız ortamlarda gerçekleştirin. Bu sayede dış dinlemelerden korunursunuz.
  • Telefon ve taşınabilir belleklerin güvenli şekilde saklanması önemlidir.
  • Ulaşım kartlarınızı paylaşmayın. Kişisel kartlarınızın ve ulaşım noktalarınız kötüye kullanımı olabilir.
  • Toplantı odalarını ve notları ortamdan çıkarken temizlemek, sonrasında gelecek olan veri hırsızlığını engelleyecektir.
  • "Omuz sörfü" konusunda dikkat etmek, arkanızı kontrol etmek veri güvenliği için önemlidir.
  • Şüpheli olayların hızlıca bildirilmesi önemlidir.
  • Teknik bir uzmanın gerekli durumlarda sizi koruması için destek alın.

10 Ocak 2024 Çarşamba

Review: Yaza Yolculuk

Yaza Yolculuk Yaza Yolculuk by Tomris Uyar
My rating: 4 of 5 stars

Tombis Uyar kaleminden çıkmış, dünya üzerinde özgürce gezen ve her telden ruha dokunan bir kadının gündelik yaşamını görmek hoş bir durum. Farklı tatları ile güzel bir bakış açısı katıyor.
Yazıda da dediği gibi, yaşlı şehirlerin yaşanmışlıkları da benzerdir, yaşayanları da...

Bu seferde yazarın yaşanmışlıkları benzerlikler içindeki farklılığı gösteriyor bize. Bu süreçte bir trende yolculuk yapıyorsun, bir sokakta arkadaşını bekliyorsun, bir barda taburede cin tonik yudumluyorsun belki ama sürekli yaşayabileceğin şeyleri tadan ve gösteren birisinden dinliyorsun.
Ufak bir farkla; özgür bir edebiyat yorumu...

View all my reviews