Bu Blogda Ara

Translate

19 Haziran 2021 Cumartesi

Hayatımızdaki Atıklar...

 Aslında bu tanım çok geniş, şu an şu metni okumaya başlayan insanlar için çevrelerine bakarak genişletebilecekleri bir durum. Bende kendi masamın üzerinden başlayıp, değişimin sınırları olan önce ben, çevrem, ülkem ve dünya şeklinde ilerleyebiliriz.

Gıda, zaman, insan üçgeninde beslenip hayatta kalmaya çalışanlara...


Atık Gıda...

İlk olarak insan bedeninin döngüsel devinimi içerisinde edildiği yetenek: oral dönem...

İşte bu dönemin içerisinden edindiğim bir yetenek olarak yemek yemek. İşte o da iki yönlü, ya yanlış yiyoruz, bize dayatatılan şeyler içerisinde bizim ihtiyacımız olmayan ya da seçeneklere alternatif oluşturamadığımız şeyler yiyoruz. Ya da fazlaların içerisindeki dağılımda, başkalarının payını çalıyoruz, atıyoruz...

Atık gıda mühim bir konu, farkında değiliz ama bu durum hem sağlığımızı hem de dünyadaki insanların sağlığını tehtid ediyor. Öncelikle daha çok yeme isteği içerisinde kayboluyoruz. Ya da daha şekerli, yağlı, yani beden içerisine girdiği anda dolaşımda inflamasyon, dokuda yağ, damarda ateroskleroz. Bir tık ilerisi DNA da hasar. İşte bunlardan sonra bir de o güzelim bedenimizin içerisinde kaybettiğimiz fizyolojik sağlığımız, bozulan görünüş sonrasında kaybettiğimiz psikolojik sağlığımı ile ruhumuza döküyoruz atığı...

Bir de o gıdaları çöpe atan insanlar var. İşte o da başka bir sorun, ihtiyacın üzerinde tüketimin bir başka boyutu da, tüketemediğini yok etmektir. Evet yememek bedene zarar değil ama yapılan davranış ile üretim aşamasının geçtiği toprak ve onun üzerine yapılan tüm emeğin çöpe gitmesidir.

Az biraz rakamlar ile konuşmak gerekirse: ABD genelinde gıdanın %40'ının çöpe gittiği söylenmektedir. Google'a dümdüz yazdığınızda da ülkemiz için çıkan rakam dudak uçuklatıcı; 18,8 milyon ton gıda.

Atık zaman...

Siz en son ne zaman tüm gününüzü verimli geçirdiniz?

Kalabalık şehirlerden, ne istediğini bilmeyen insanların hayatımızda oluşturduğu yüke kadar geniş bir yelpazeden bahsedebiliriz. Bir yerden bir yere gitmenin, gittiğimiz yerdeki işin değerindne daha büyük bir değer kaybı ortaya çıkarabileceğini düşünün, ne kadar acı değil mi? Verim problemlerinin temelini de o oluşturmakta.

Gün 24 saat, bunu yönetmeyi başarabilen birisi için bile bir başkasının meydana getirdiği kayıplar yüzünden giden dakikaların, saatlerin değeri var. Bende yaşıyorum bunu, soruma cevap verirken, cevabı değil istediğini anlatan insanlarda yaşıyorum. Hayatını kolaylaştıracak onlarca şey arasında zorlaştıracakları seçmek başlı başına atık zaman oluşturmaktır. Zamanı yönetmemek kendi hayatına döktüğün çöptür.


Atık İnsan...

Bu tanım çok acı vericidir, ancak yanlış seçimlerin verdiği bir durumdur. Çevrenizde varlığını sürdüren ve varlığından haberdar olduğunuz, size zarar veren insanlardan bahsediyorum bu konuda. İnsanın atığı olur mu diye ara ara bende düşüyorum, sonuçta insan ulu ve yüce bir varlıktır. Ancak şeytan'ın bile bir amaca hizmet ettiği dünyada bazı insanlar bizim için yanlış amacın getirisidir. 

Duygusal ve fiziksel olarak çamura saplanmak veya akademik bir tabir ile tükenmişlik yaşatacak olan bireyler bizim için atık insanlardır. Bunu anlamak ise başlı başına bir yetenek gerektirmektedir. 

Bazı paketlerin içini bilemediğimiz gibi, insanlar da en gizemli paketler olduğundan içini bilmemiz zaman alacaktır. Ancak bütün bu denklem içerisinde kendi kurallarımıza göre oynamadığımız oyunun içerisine girmek en büyük sorundur. 


Kişisel bir not: 

Varlığın ifası için devam eden dünyevi devinim içerisindeki, günlük döngüsel hareketlere farklılık katmasak bile kendimize zarar verecek minicik şeylerden kaçmayı öğrenmemiz gerekir. Zamanınızı çalacak her şeyden uzak kalmak, zamanınızı yönetmek ruhunuzu doyururuken. Fazlalıklardan kurtulmak, fazla yememek, fazla eşyaya sahip olmamak ve ihtiyacından fazlası ile yük edinmemek ruhunuzu güçlendirir... //En azından benimki içi öyle//

Bilimsel bir minimalizm örneği...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder