Bu Blogda Ara

Translate

isa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
isa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2021 Cumartesi

Review: Deliliğe Övgü

Deliliğe Övgü Deliliğe Övgü by Erasmus
My rating: 5 of 5 stars

Rönans döneminin önemli bir yazarı olan Erasmus'un kendisine göre basit bir kitabı, anladığım kadarıyla bir seyehat sırasında yolda yazılmış bir kitap.
Dönemin kilisesi başta olmak üzeri, arada Türklerin davranış ve dünyasına ve Musevilere atıfları ile dolu bir kitap olarak gözüme çarptı. Kitabın temelinde bazı yapılar mevcuttu.

Kilisenin doğmatik düşüncelerinin yıkılışı ardına "sabit görüşülük" dışında bir yapı ile dalga geçiyordu. Kitapta geçen "delilik" tanımı, bir konu hakkında her şeyi bildiğini idda eden, dinamik dünyayı kapalı kutu olarak gören ve bilgisinin öğrenimden çok demagojiye yoracak kişiler olarak nitelendirilmişti.

Kitaptan bir fikir kapacak isek bu net bir şekilde dünyanın ölümlü ve mizahi bir yer olduğu. Döngü içinde biz insanların doğup büyüyüp öleceği gerçeğidir. Ancak bunu yaparken birileri tarafından itilen bireyler olmaktan öte kendi ayakları üzerinde duran bireyler olmamız gereklidir.

İki konu var üzerinde yorum:
Koyun ve insan ikilemi: burada yöneticilik durumu üzerine durulmuş vaziyette. Kitapta din içindekii keşişler peygamberlerin inayetinden çıkıp daha çok kendi çıkarları üzerine kullanmak üzeri toplumdaki koyunlaşma oluşturmak istesede, her ilahi dinde ve peygamberin hayatında bir parça çobanlık olarak geçmekte ve bu da yöönetsel niteliğin kazanılması üzerinedir.
Kuzu ve Hz. İsa: Burada yazar peygamberlerden birisinin Yaratıcının kuzusu olmasını uyum temelli olarak görsede benim burada gördüğüm metaforun temelini uyum, uysallık ve ebebeyn-çocuk ilişkisinden gelmektedir.

Başından sonuna kadar hayatın içindeki güzelliklere bakarken aynı zamanda kendinden geçmeden mutluluğu tarif eden bir kitap olarak okunmaya değer bir niteliktedir.

View all my reviews

25 Aralık 2018 Salı

Paradoks: Noel

Tartışmak deyince en temel yetkinliğimiz olan bilmeden konuşma yeteneğimizi kustuğumuz dünyada bir tartışma konusu da benden, günün anlam ve önemini belirtsin.

25 Aralık Batı Kiliseleri ve bazı Doğu Kiliseleri tarafından Hz. İsa'nın doğduğu gün olarak kabul edilen, ailelerin bir araya gelip, perhizler yapıp, yemek yeyip, hediyeler vererek kutladığı bir bayram günü olarak kabul görmektedir.

Latince "Natalis" yani doğum anlamına geliyor.

İşin eğlenceli tarafı milattan önceki dünya yapılanmasında, Roma Medeniyetinde 25 Aralık "Güneş Tanrısı" nın doğum günü olarak kabul edilmektedir.

Old Santa, Kaynak: Wikipedia



Bu hikayenin içinde bir de "Noel Baba" denklemi var. Burasına da değinmeden geçersek eksik bırakmış oluruz. Bu kişi 4. yüzyılda yaşadığı düşünülen bir Piskopos'tur. Antalya Demre'de yaşadığı düşünülen Psikopos Nikola'ya dayanır. Bu kişi yaşadığı dönemde çocuklara hediyeler dağıtarak onları mutlu etmeye çalışmıştır. Ortaya çıkan efsaneye göre kuzey kutbunda elfler ile yaşayıp ren geyikleri ile uçan bir araba eşliğinde hediyelerini dağıttığı anlatılmaktadır. Hala kuzey kutup dairesine yakın bölgelerde buna benzer törenler gerçekleştirilmektedir.











Biraz da kendi kültürümüzden örnek verecek olursak;
  • Ermeni Apostolik Kilisesi Mensupları: Türkiye'deki en büyük Hristiyan grup olan Ermeniler Noel'i 6 Ocak tarihinde kutlarlar. Tebrik şekli: Krisdos Dzınav yev haydnetsav! (Mesih doğdu ve belirdi) ve Orhnyal e Dzınuntı yev Haydnutyunı Krisdosi! (Mesih’in doğuşu ve belirişi mübarektir), veya Mutlu Noeller![20]
  • Rum Ortodoks Kilisesi MensuplarıRumlar Noel'i 25 Aralık tarihinde kutlarlar. Tebrik şekli: Kala Hristuyenna! (Mesih'in doğumu kutlu olsun) Καλά Χριστούγεννα veya Mutlu Noeller!.