Bu Blogda Ara

Translate

8 Kasım 2017 Çarşamba

Edebiyata Bakarken; Federico Lorca ve Coplalar

Şiir ve kitap okumayı severken okuduklarımı düşünmeyi ihmal etmiyorum. Okuma gayem haline getirdim diyebilirim.

Federico García Lorca
Federico García Lorca
Şiir okurken özellikle, yazarı anlamak için içinde bulunduğu edebi hayatı da anlamak gerekiyor ve yabancı şairlerde bu soruların araştırılması belki de daha değerlidir. Diline hakim olmadığımız dünyada, çevirmenin edebi gücüne kalmış bir okuma yapıyoruz, sanki baharatları değiştirilmiş bir yemek yer gibi.

Federico Lorca, İspanya kökenli bir yazardır, şiir, oyun türlerinde yazınları mevcuttur.19. yüzyılın son yılında doğmuş, 20. yüzyılın ilk yıllarında yaşamıştır, savaşlı dönemlere gelen yaşantısında bu savaşın ve savaşın getirdiği göçler gözlenmektedir. 1936 yılının Ağustos'unda 19'unu 20'sine bağlayan gece Granadalı milliyetçi gruplar tarafından kurşuna dizilerek erken bir yaşta hayata veda etmiş bir sanatçıdır. Bu kısa yaşamında bir çok eser vermiştir.

Yazarın yaşadığı dönemde verdiği eserlerin niteliklerinden birisi de içerdiği "Copla" tarzındaki şiirleridir. Bu şiirler 20. yüzyılda İspanya edebiyatında kullanılan, Türk edebiyatında manilere benzeyen, daha çok özellikleri bazında Japon haiku türü şiirleri andıran şiirlerdir. Temel özellikleri 3-4 dizeden oluşması, yarım kafiye içermesidir. 

Lorca'nın şiirlerinde bu tarz çok görülmektedir. Örneklerine bakacak olursa, 

Aydınlanır kilise
Sen girince içeri
Ve çiçekler doluyor
Sen oturunca

Yukarıdaki dörtlükte görüldüğü gibi mani tarzına yakın, kısa ölçüler içeren ve net anlatımlar yaparak duygusunu ifade etmeye çalışan bir yazın tipidir. Bu yazın tipi Endilüs coğrafyasında yaygındır, bu coğrafya çoklu etnik kültür içerdiği için etkilenmeye çok açıktır. İbranice, Arapça ve İspanyolca akımlar ile ve bölgede yaşayan çingenelerden etkilenerek gelişen bir yazın türü olmuştur.
Türün çeşitlerine bakacak olursak; Segıidella, cuarteta, solea, alegra, siguiriya gilana, saeta şeklinde sayılabilir ve bunların yanı sıra çingenelerin kullandığı petencra denilen bir çeşiti de bulunmaktadır. 

Yazarımızın şiirinden bir örnek ile yazımıza nokta koyalım;

Balıklardan, kayıklardan,
ne olursun, bir yudumcuk!
Ah, muhafız komutanı,
ah, muhafız komutanı,yan gelmişsin odanda!
Hani ipek mendiller,


kurulayım yüzümü!

_____________________________________________________________________
Kaynaklar; 123

Amatör okuma ve yorumlamalar... 

7 Kasım 2017 Salı

Çalışamama Alışkanlığımız; Tükenmişlik Sendromu

Bu sefer fırtına ardına yerinde bir ağaç bile bırakmayan mevzu var. Tükenmişlik sendromuna bakmak istiyorum biraz, sizlerle paylaşarak.

İnsan duygu durumunun yani "mood" adını verdiğimiz frenkasın çamura batmış evresinin en dibidir burası, bu bölgede verimlilik yoktur, depresif ruh hali, yaşama karşı anhedonik bakış açısı ve kendini geliştirmemekten öte çevreyi de geriletecek bir yaklaşım ile yaşanıyor.

Sayılar ile bakalım, yayınlanmış çalışmalardan bazıları bize ne tür veriler sunuyor;

1. Acil Servis Hemşireleri üzerinde yapılan araştırmada, %30'luk bir prevelansa saptanmıştır.
2. 2017 yılında yayınlanan bir çalışmada Birleşik Devletler'de görevli Beyin Cerrah'larında tükenmişlik sendomu prevelansı %21,3 olarak saptanmıştır.
3. 2014 yılında yapılan bir çalışmada ise, prevelans %10 bulunmuş ancak mühim bir not ile birlikte, görüşme yapılan bireylerde Tükenmişlik Sendromu gelişme riski %50 verilmiş.

En basit haliyle baktığımızda medyatik açıklamalarda ülkemizde sağlık çalışanlarında %23 olarak görülmektedir. Oranlar genellikle sağlık çalışanları arasında yapılan çalışmalarda kendini göstermekte, ancak harcanan paralar ve karşılığında doğan katma değeri düşünürsek, her sektör içinde büyük bir oranda tükenmişlik sendromu vardır.

Aslında basit bir tanımlama yaparsak, özellikle mesleki alanda kullanılan bir terimdir Tükenmişlik Sendromu ve yaptığınız işe karşı duygusal ve fiziki yıpranmayı, üretimdeki azlığı, isteksizliği sembolize eder. Ama tek taraflı bir bakış olabilir bu sadece iş hayatı gibi görmek, depresif duygu durum, kötü düşünceler, ki buna intihar düşüncelerinin yeri büyüktür, üretkenlikte ve hayattan zevk almada azalma olarak düşünebiliriz.

Öncelikle varlığını bilgidiğimiz bir konuyu tanımak ve boyutunu anlamak çok önemli, bunun için sadece tanımlayıcı bir metin olarak bunu paylaşmak istiyorum.