Bu Blogda Ara

Translate

31 Temmuz 2016 Pazar

Memeli Beyni Eğitimi 1: Tutkular


"Ufak bir dizi ile paylaşmak istediklerim var, biz memelilerin beyinlerinde düzeltilmesi gereken duygular olduğuna inanıyorum bunlardan ilki ile yola çıkıyorum. Tutkulardan bahsedeceğim." 


Ufak bir bakış ile TDK'dan başlarsak, "aşırı düşkünlük" demiş bir yerde. Tutku bir şeyi aşırı düşünmek midir, tartışılır. Ama bir şeye karşı tutku duymak, onu düşünmek, öncelik vermektir. Burası hepimizin mutabık olduğu bir durumdur.


Bir başka açıklamasında ise; "güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç" demiş. Bu daha da doğru bir tanımlama olabilir.

Biz memeli beyinlerine sahip canlılar, beyinlerinde seratonin, dopamin, histamin gibi maddeler ile tutku duyar. Bu maddelerin sinirleri etkilemesiyle ortaya çıkan bağlılık, düşünme, ilgi ve hafızayla bir duruma karşı tutku duyarız. Bu tutku tekrar düşünmeyi, üzerinde ilgili durmayı ve bu tekrarlarda derinliği arttırmayı sağlıyor.

Dünyayı algılama şeklimiz bakış açılarımızı, duyularımız ile şekilde görünen "homoculus" a benzer. Tattığımız şeyleri, dokunduğumuz şeyleri daha derinden hissederiz. Buna duysal yapımız denir. Bunlar beynimizin derinliklerin, ilkel bizden gelen dürtüleri tetikler. Bir zamanlar timsahlarında atası olan sürüngen yapımızdan, tavuklardan öncesine ait olan kuş atamızdan kalma parçalar sonunda bizim bulunduğumuz ileri organizma düzeyinde biraz dopamin, azıcık seratonin ve üstüne katacağı adrenalin ile tutkularda yaşatır bizi.

Hayata ait ufak bir bakış açısı ile, ilk metnin sonuna gelmiş olalım. Yan tarafta en basit hali ile beynimiz ve sinirler arası iletişimin sonuçları mevcut.

15 Temmuz 2016 Cuma

Mutsuz Olunca Yapılacaklar Listesi

Bu konuda araştırma yapayım dedim, lakin biraz bakınınca mutsuz olunca değil, zengin olunca yapılacaklar listesine ulaştığımı düşündüm. Mesela buna örnek verim:

Mutsuz iken gezilecek yerler: Malibu, California... Şöyle bir uçak bileti ne kadara gelir diye baktım, git gel 1 haftalık, 1 ay sonraya 7 bin tutuyor benim buradan. Sonra biraz daha mutsuz oluyor insan. Daha bunun vizesi, oteli bilmem nesi var...

Bu hayal bir kenara dursun daha gerçekçi çözümlere gidelim.

Saçmalayıp mutlu olmaya çalışan insanlardan bahsedeyim önce: uyuşturucu, uyarıcı, alkol madde kullanımı, kendini bilgisayarına vererek gözlerini bozanlar ile devam eden bir liste var. Biraz daha modernleşince, diziye kaptıranlar.

Dozunda güzel olan şeyler listesine dizi, kitap, bilgisayarı ekleyerek mutluluk listesine başlayabiliriz.
Bunun dışında biraz oksijen ekstra güzellik sağlar, az biraz spor yapsanız güzel olur mesela. Doğayla iç içe bir rota bakabilirsiniz. ( Rotalar için: http://tr.wikiloc.com/wikiloc/home.do ) Bunun yanı sıra bir kaç güzel kahveci çaycı arasanız, elinizde kitap ile güzel bir kaç saat geçirebilirsiniz.

Benim en büyük tavsiyem; dostlar ile geçirmeniz yönünde lakin. İnsanlar insanı en çok mutlu edendir. Sizi seven dostlarınız ile geçireceğiniz zaman dilimi en çok mutlu olacağınız zaman dilimidir.

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Kişisel Gelişimde Son Nokta: Biriktirme Sanatı

Bence en güzel dalga geçilecek konu kişisel gelişim, bunlardan bir başlıkta "nasıl para biriktiririz?" konulu çalışmalar. Aslında sadece para değil, bilgi, tecrübe biriktirme yollarını anlatanlar var. Bende itina ile bu konularda bir anlatımda bulunacağım.

Öncelikle elinize kişisel gelişim kitapları almayı bırakarak başlıyoruz birikimlere...

1. Hayal kurun...
2. Hayalinizi genişletin...
3. Hayalinizi gerçekleştirmek için tasarılarda bulunun...
4. Hayaliniz için var olmayın, hayallerinizi gerçekleştirdikçe mutlu olun...


Dünyada aşık olunacak tek şey insandır. Geriye kalan aşklar önemsizdir. İnsanlarda bir sevgi yumağı olamadığına göre, orayı tartışmaya girmiyoruz. Geriye kalan kısımlar için bakacak olursak, hayaller bile zamana mekana göre değişebilir şeylerdir.
Biriktirme sanatı dedim ya, biriktireceğiniz tek şey başarabilme yeteneğiniz olmalı bence. Hayal kurabilme gücünüz olmalı.
Bir tanesi suya düşünce depresyon krizine girip, üç beş yıl dünyadan uzak yaşayan insanlar haline geliyoruz. Yetmiyor, iletişimden kopuyoruz. Yetmiyor, insanlara zarar veriyoruz. Vazgeçmeyi öğretemediler bize, vazgeçmenin bazen daha karlı olduğunu nasıl öğretecekler ki. Hayallerden de vazgeçerek biriktirebiliriz.

Önemli olan sahnede dans etmek, düşünce ağlayan olmak değil, ayağa kalkıp devam eden olmak...

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Dönüşüm

Başlığı Franz Kafka'dan çaldım içerik bana ait ama...


Günümüz koşullarında insan bedeninde 200 farklı hücre, 300'e yakın kemik, dünya üstünde iki turluk kement oluşturacak uzunlukta kan damarı, içinden akan tahmini 5 litre kan ile mecvut iki ayaklı bir yaratık oluştu. Memeliler familyasından olan bu yaratık, bir replikte de belirtildiği gibi davranışsal olarak "virüs" özelliği göstermekte ve tüketici bir parazit halini almaktadır.

Buradaki dönüşüme ise neredeyse deniz seviyesinden vakıf olduğum tarih bilgim ile bakacağım;

Öncelikle ilk benlik kazanmış insan varlığı (Adem-Havva benim için bu mantık içinde yer alıyor, evrimsel bakış, gelişim basamaklarının getirdiği bilimsel açıklama buradan geliyor diye düşünüyorum.) çoğalma ve hayatta kalma içgüdüsü güttü. Az yiyecek döneminde çok sevişme, kontrolsüz çoğalma, dürtüler, toplanan artıklar, yırtıcı hayvanlar, silah-ateş-tekerlek-yazı-mürekkep-barut... derken günümüz dördüncü sanayi devrimine geldik.
25 yıla yakın bir zaman dilimi barındıran 3 boyutlu yazıcılar, bugün evimize giren geçmişi 20 yıl önceye dayanan sanal gerçeklik gözlükleri, telefonlarımızda gururla yarıştırdığımız ama 2. Dünya Savaşından önce kullanılan çözünürlük değerleri olan fotoğraf makinelerimiz ile üsteki yaşamak için tüketmek değişimini yaşadık.

Günümüz dünyası; plansız yaşayan, hatta yaşayan demek yerine yaşatılan yönlendirilen ve yarıştırılan biz insanlarla dolu.

Ufak bir test yaparak yazımı bitirmek istiyorum;

En son ne zaman kendiniz için bir şey yapmak amaçlı saatin kaç olduğuna baktınız?