Bu Blogda Ara

Translate

beyin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
beyin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Haziran 2021 Cuma

Müzik Kalbinizi Nasıl Etkiler?

 Tüm denklemlerde iki taraflı bir sonuç ararız. Eşitlik denklemlerinde eşitlik, büyük veya küçük için şartın yerine getirilmesi gibi. Bir de kimyasal denklemler vardır, giren ve çıkanlar arasında bir denge meydana getirmek üzere işler. 

Tepkimenin girdisinden ürün elde edilirken tersinir mekanizma üründen girdi elde ettirir. Bir tarafta daha çok birikim olsa da asla yüzde yüz tek tarafa kaymaz. 1803 yılında Berthollet isimli bilim adamının keşfi olarak dünyaya girdi.

Bende bir başka yönünden, insan bedenindeki tepkimelerden birisinden bahsedeceğim.

27 Ağustos 2020 Perşembe

Kablosuz Ağlar ve İnsan Bedeni

 

Kablosuz ağ olan Wi-Fi; birçok akıllı cihazın birbirine bağlanmasını sağlayan bir teknolojidir. 2.4 GHz ve 5 GHz bandlarında radyo frekans yayarak iletişim kurar. Verilerin hem gönderilmesi hem de alınması konularında işlev gören, günlük hayatın her yerinde kullandığımız bir teknolojidir.

Radyo frekans temelli bu teknolojinin beden üzerine etkilerini çalışan birçok çalışma mevcuttur. Bunlardan bir tanesinden bahsetmek istiyorum.

24 Eylül 2016 Cumartesi

Memeli Beyni Eğitimi 2: Mücadele Etmek

Aslında tam anlamıyla, "Doğru Mücadele Etmek" şeklinde düşünmek gerekli bu başlığı.

Birkaç farklı noktada açıklamak gerek doğru mücadele etmeyi:

Birincisi başarı istiyorsak üstün başarılı insanları incelememiz ve örnek almamız gerekli. Mesela onlar gibi 20 saat çalışıp 4 saat uyuyacağız. Arada ufak dinlenmeler ile dinç geçireceğiz günümüzü. 20 saatte ne mi yapacağız, aslına bakarsanız rutinler bile baya uzun bir zaman tutmakta. Dişlerini fırçalamak, yüzünü yıkamak, kahvaltı spor... En az 30 dakika kitap okumak, araştırmak ve öğrenmek ile geçmeli günümüz.

Başarılı olmak için ikinci bir durum ise zamanla kazanılacak bir yetenektir belkide. "Yorgun iken bir ilişkiyi doğru yönetmek" şeklinde düşünebiliriz. En uygunsuz sinirli stresli anda bile bir derin nefes alıp o ana konsantre olmak gerekir. Belkide bir özel harekat birliği üyesini örnek almak gerekli, çatışmanın ortasında hayatta kalmayı başarmak için.

Düşünme şekli biz insanlar için önemli bir algılama tarzıdır. Buna bir örnek olarak "Da Vinci"yi vermek istiyorum. Videodaki bazı noktalarda oluşturulan eserlerin sanatsal ve mühendislik yönleri arasındaki o uyumun sağlanması sadece insan zihninde ortaya çıkan yanılsamaların yönetimi ile şekilleniyor.

Bütün bunların yanı sıra bir insan olarak bilmemiz gereken iki niteliğimiz daha var: Ego ve Ölüm.

Ego, bizi var eden şeydir. Aynı zamanda kendi içimizde gelişmemizi engelleyen niteliğimizdir. Kontrol altında olmadıkça varlığımıza etkisi negatif olacaktır. Bunun için belkide bu memeli beyninin öncelikle kavraması gerektiği egodur. En basit örnek bir yerde en bilgili kişi oranın yerlisidir. Buna uymayınca, uzak diyarlarda büyük sorunlar yaşadığımız pek çok kez aklımıza gelir. Bazen bu sorun yer bulmaktır, bazen ise sorunlu bir enfeksiyondur. Mesela sıtmayı en iyi çözen doktorlar teknolojik olarak geri de olsalar Afrikadakilerdir.

Ölüm, bir memeli bedeninin ekolojik görevlerinden sonucusudur.Belki de sonuncusu değildir tam emin değilim ama bilinç için son görevdir ölüm. Hücresel değil de organizmanın bütünlüğünü yitirip geridönüşümsüz olarak son bulduğu durumdur. İşte bunu kabul ederek yaşamalıyız. İşte o zaman her nefesin değerini veririz, her nefesi sonuna kadar yaşarız. O zaman öğrenmemiz gereken şeyleri öğrenmek için az vaktimiz olduğunu anlayıp başkalarının bilgilerinden de yararlanmayı kendimize ilke ediniriz.

Belki de biz memelilerin beyinlerinin tek kusuru doğru yönde mücadele edemeyip, tükenmişlik yaşamasıdır.

31 Temmuz 2016 Pazar

Memeli Beyni Eğitimi 1: Tutkular


"Ufak bir dizi ile paylaşmak istediklerim var, biz memelilerin beyinlerinde düzeltilmesi gereken duygular olduğuna inanıyorum bunlardan ilki ile yola çıkıyorum. Tutkulardan bahsedeceğim." 


Ufak bir bakış ile TDK'dan başlarsak, "aşırı düşkünlük" demiş bir yerde. Tutku bir şeyi aşırı düşünmek midir, tartışılır. Ama bir şeye karşı tutku duymak, onu düşünmek, öncelik vermektir. Burası hepimizin mutabık olduğu bir durumdur.


Bir başka açıklamasında ise; "güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç" demiş. Bu daha da doğru bir tanımlama olabilir.

Biz memeli beyinlerine sahip canlılar, beyinlerinde seratonin, dopamin, histamin gibi maddeler ile tutku duyar. Bu maddelerin sinirleri etkilemesiyle ortaya çıkan bağlılık, düşünme, ilgi ve hafızayla bir duruma karşı tutku duyarız. Bu tutku tekrar düşünmeyi, üzerinde ilgili durmayı ve bu tekrarlarda derinliği arttırmayı sağlıyor.

Dünyayı algılama şeklimiz bakış açılarımızı, duyularımız ile şekilde görünen "homoculus" a benzer. Tattığımız şeyleri, dokunduğumuz şeyleri daha derinden hissederiz. Buna duysal yapımız denir. Bunlar beynimizin derinliklerin, ilkel bizden gelen dürtüleri tetikler. Bir zamanlar timsahlarında atası olan sürüngen yapımızdan, tavuklardan öncesine ait olan kuş atamızdan kalma parçalar sonunda bizim bulunduğumuz ileri organizma düzeyinde biraz dopamin, azıcık seratonin ve üstüne katacağı adrenalin ile tutkularda yaşatır bizi.

Hayata ait ufak bir bakış açısı ile, ilk metnin sonuna gelmiş olalım. Yan tarafta en basit hali ile beynimiz ve sinirler arası iletişimin sonuçları mevcut.