Bu Blogda Ara

Translate

ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mayıs 2022 Pazar

İstatistikler Başlığında Ölüm

Biz canlılar için hayatın doğal ritminde bazı "köşe taşı" noktaları mevcuttur. Bu noktalar içinde hayatımızda başlangıçlar, dönüşler, bitişler gerçekleşir. Bu yazımda o dönüm noktalarından bazılarına hem geleneksel, hem sanatsal hem de bilimsel bakış açısı altında değinmek istiyorum.

Devinimin en hızlı akışı içinde "hayat" bize verilmiş mucize ile başlıyor. Bir döllenme olayında, dünyadan aya yürüyen "sperm" ile seçilimin ilk hamlesi başlarken, yumurtanın dışındaki o çelik katman olan "zona pellucida" yı delip içeri girişi, orada yeni bir hücre çekirdeği, sonra hücre, sonra hücreler ve katmanlar oluşturup, bir tüpün içinden rahmin içine geçip orada tutunması ile başlıyor bu macera. Maceranın her döneminde farklı bir dünya var. Daha yolun başında en ufak hata "nakavt" ile sonuçlanıyor. Yoldaki sorunlar kusurlar doğuruyor ve zamanı geldiğinde "sağlıklı bir bebeğin" dünyaya gelmesi dediğimiz olay gerçekleşiyor. Annenin yaşından, babanın beslenme düzenine varıncaya kadar değişen bu denklede, anne karnından sağlam çıkan bebek oranı %97 olarak hesaplanmıştır. Hayatın ilk savaşı burada verildi.

Şimdi ise istatistiklerin %100'ü verdiği ikinci kısım üzerine konuşmak istiyorum: "ölüm".

Ölümü Hatırla

 

26 Aralık 2021 Pazar

Alkol kullanımı ve "Holiday Heart" Sendromu

Alkol kullanımı beyin hasarına yol açabilir!
Alkol günlük eğlence dünyası içinde farklı bir boyut hepimiz için. Sıradan yumuşak içeceklerin yanında, kokteyllerle veya saf olarak kullanmıyla hayatımıza giren ve bedenimiz üzerinde farklı etkileri olan bir içecektir.

Belki tarihin derinliklerinde bile yer alan bu içecek bize arkeolojik dünyadan tanımlamalar da getirmektedir. Ermenistan sınırları içinde kalan bir mağarada üretilen şarap, dinler tarihinin başlangıcı gibi görünen "Göbekli Tepe" bölgesinde bulunan kapların içindeki bira mayası kalıntıları, antik Çindeki izleri hayatımızın her noktasında alkolüm olduğunun kanıtı olarka kabul edilebilir.

Ben bu yazımda tıbbi yönden alkol kullanımını paylaşmak istiyorum.

5 Haziran 2017 Pazartesi

#Sorgulamak 1: Genel bakış

"Beacuse, we are food for worms"  Ölü Ozanlar Derneği

Bu söz, bir başlangıç ve bir sonun en çarpıcı ve hızlı akışını simgeliyor hepimiz için...
Daha farklı bir kültürden Ortadoğu'dan bir söz alalım;
"İnnâ lillâh ve İnnâ ileyhi Râciûn" bir ölünün ardından dile getirdiğimiz söz...

Her kültürün insan yaşamı üstüne çok mühim düşünceleri var, ortak fikirleri vazgeçilmez lakin. Bunlardan temel olanı ve dünya üstünde şüphe götürmez olanı "ölüm" ve sonun varlığıdır. 
Her din ve inanışta "ölümden sonra" üzerine farklı bir bakış açısı olsa da bir ölümün var olduğu, bu sürece kadar dünya üstünde "görev" yerine getirmek, varoluş için bir "amaç" bulup ona hizmet etmek üzere yaşıyoruz.

Peki bu amaç nedir?

Herkes sorguluyor bunu, herkesin kendince fikri var. Ancak insan bir canlı, doğa üstünde varlığını bir kaç litre su, biraz şeker, yağ ve proteinin kendi içindeki tepkimeleri üzerinden ilerletiyor. Yani öncelikle doğada var oluyor, sonra varlığını sorgulayabiliyor. 

Bu durumda biz bu amaç olgusuna nereden bakıyoruz?

1. Henüz "hayatta kalma çabası" içindeyiz, beynimiz bir sürüngen ya da kuştan farklı çalışmıyor iken sorgulasak; hayatın amacı varlığını sürdürmek olacak. En güzel örneği; 1900lü yılların yaşamı hatta daha gerisi, dünya üstünde salgın hastalıkların varlığı, kazalar ve vaad olan ömrün menopoz olabilmeye yetemediği dönemlerden bahsediyorum. İşte o zaman, tamamen "bilinçaltının" hakim olduğu, hayatta kalmak, çoğalmak ve geriye yaşama şansı yüksek bir döl bırakma felsefesi vardı.

2. Hayatta kalmak artık normal bir hal olunca, yaşam 70 yılı aşınca, yani günümüzde, bilim teknoloji, internet, sağlık, aşılar, gıdalar, mühendislik falan ilerledi. İşte o zaman durum değişti, sorgulama bilince geldi, hayattaki amaç "yaşamı sürdürmek" halini aldı. Yaşamı sürdürmek derken, yaşadığına değen bir ömür geçirmek, çalıştığına değer bir hayat sürmek. "Tüketmek" denilebilir belkide...

3. Tüm bunları aşan, hayatta kalan, hayatını sürdüren insan için, boşluğa düştüğü anda sorgulamaya başladığı şeye gelmek istiyorum. 1950'li yıllardan sonra, batıda biraz daha sorgulanmış, tarihin her noktasında ünlü bir kişinin satırları arasında kendini hissettiren bir durum.

Tarihin başına gidip Aristo'ya bakın, az daha ilerleyip Buda'ya bakın. Benim biraz daha iyi bildiğim Anadolu topraklarına gelince en güzel örneği olarak gördüğüm Şems ve Mevlena'ya bakın. Ya da 1960 yıllar sonrası hümanist felsefeden bir tık ileri gidip, dünyada yapabileceği her şeyi yapabilen bir insan haline gelince içine girilen "depresyonu" sorgulamaya başlayan insanların düşüncelerini anlamaya çalışın.

Durum çok basit;

Doğdunuz...
Yaşıyor ve sağlıklısınız, en azından stabilsiniz...
İşiniz var, eviniz oldu, araba tamam...
Evli ve çocuklusunuz, dünyaya izinizi bıraktınız....
Alabileceğiniz her şeyi, ihtiyacınızı karşılayabileceksiniz....
Zirveye geldiniz, o zaman neden hala buradasınız?

Yol ikiye ayrıldı, dahası var ve onun peşine kalan gücünüzü harcayıp gitmek yani "açgözlü" bir tavır ile yol almak bir seçenekte, durup buraya kadar olanları bir öğreti kabul edip, mezun olduğunuz hayat okulundan sonrasını sorgulamak ikinci seçenek...

Sonuçta hepimiz birer solucan yemi olarak emekli olacağız...

24 Eylül 2016 Cumartesi

Memeli Beyni Eğitimi 2: Mücadele Etmek

Aslında tam anlamıyla, "Doğru Mücadele Etmek" şeklinde düşünmek gerekli bu başlığı.

Birkaç farklı noktada açıklamak gerek doğru mücadele etmeyi:

Birincisi başarı istiyorsak üstün başarılı insanları incelememiz ve örnek almamız gerekli. Mesela onlar gibi 20 saat çalışıp 4 saat uyuyacağız. Arada ufak dinlenmeler ile dinç geçireceğiz günümüzü. 20 saatte ne mi yapacağız, aslına bakarsanız rutinler bile baya uzun bir zaman tutmakta. Dişlerini fırçalamak, yüzünü yıkamak, kahvaltı spor... En az 30 dakika kitap okumak, araştırmak ve öğrenmek ile geçmeli günümüz.

Başarılı olmak için ikinci bir durum ise zamanla kazanılacak bir yetenektir belkide. "Yorgun iken bir ilişkiyi doğru yönetmek" şeklinde düşünebiliriz. En uygunsuz sinirli stresli anda bile bir derin nefes alıp o ana konsantre olmak gerekir. Belkide bir özel harekat birliği üyesini örnek almak gerekli, çatışmanın ortasında hayatta kalmayı başarmak için.

Düşünme şekli biz insanlar için önemli bir algılama tarzıdır. Buna bir örnek olarak "Da Vinci"yi vermek istiyorum. Videodaki bazı noktalarda oluşturulan eserlerin sanatsal ve mühendislik yönleri arasındaki o uyumun sağlanması sadece insan zihninde ortaya çıkan yanılsamaların yönetimi ile şekilleniyor.

Bütün bunların yanı sıra bir insan olarak bilmemiz gereken iki niteliğimiz daha var: Ego ve Ölüm.

Ego, bizi var eden şeydir. Aynı zamanda kendi içimizde gelişmemizi engelleyen niteliğimizdir. Kontrol altında olmadıkça varlığımıza etkisi negatif olacaktır. Bunun için belkide bu memeli beyninin öncelikle kavraması gerektiği egodur. En basit örnek bir yerde en bilgili kişi oranın yerlisidir. Buna uymayınca, uzak diyarlarda büyük sorunlar yaşadığımız pek çok kez aklımıza gelir. Bazen bu sorun yer bulmaktır, bazen ise sorunlu bir enfeksiyondur. Mesela sıtmayı en iyi çözen doktorlar teknolojik olarak geri de olsalar Afrikadakilerdir.

Ölüm, bir memeli bedeninin ekolojik görevlerinden sonucusudur.Belki de sonuncusu değildir tam emin değilim ama bilinç için son görevdir ölüm. Hücresel değil de organizmanın bütünlüğünü yitirip geridönüşümsüz olarak son bulduğu durumdur. İşte bunu kabul ederek yaşamalıyız. İşte o zaman her nefesin değerini veririz, her nefesi sonuna kadar yaşarız. O zaman öğrenmemiz gereken şeyleri öğrenmek için az vaktimiz olduğunu anlayıp başkalarının bilgilerinden de yararlanmayı kendimize ilke ediniriz.

Belki de biz memelilerin beyinlerinin tek kusuru doğru yönde mücadele edemeyip, tükenmişlik yaşamasıdır.