Bu Blogda Ara

Translate

Halil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Halil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2020 Perşembe

Review: Şeytan

My rating: 5 of 5 stars

Kapitalizmin temelinde iki sömürü sistemi vardır.
1. İhtiyaçlar paradigmasını kullanmak
2. İnançlar paradigmasını kullanmak
.

 

İnanç paradigmasındaki temel durumu tartışan bir öykü, zıtlıklar dünyasından gelmekte temeli. Bir bölgenin keşişi ile şeytan arasında geçen konuşma ve şeytan-din adamları arasındaki tarihi ilişkiyi anlatmış.

Eleştirdiği temel düşünce "din adamlarının şeytanın ortağı olduğu" düşüncesi değildir. Böyle anlayanlar büyük ihtimalle hayatı dümdüz görebilen "at gözlüklü" sınıfından bireylerdir.
Şeytanın ölüm anına denk gelen keşişin, onu düştüğü durumdan kurtarması, bunu yaparken şeytanın onu ikna ediş şekli ve "kurtarma nedeni", çıkar ilişkisinin hayatımızın en temel yerlerinden birisi olan, dini hayatımızda, inançlarımız içindeki yerini göstermektedir.

Hayatta bir inanışa sahip olmak kişinin tercihidir ancak inanış subjektif bir kavramdır, o subjectif veriyi insan kendisi şekillendirir. Ne zaman ki o veriyi başkalarına emanet ederiz, işte o zaman bu kitaptaki son ortaya çıkar, "Din adamı-Şeytan" işbirliği içinde farklı bir kapitalizm yaşarız.

View all my reviews

2 Mart 2020 Pazartesi

Fikirleriyle Etkileyen Yazar: Halil Cibran

 Amin Maalouf'a benzer hayatı ile aklıma gelir Halil Cibran. Lübnan asıllı, Amerikada yaşayan 1883'de doğmuş, 1931 yılında Newyork'ta hayata gözlerini kapatmıştır. Düşünce dünyasının derinlerine dalmasıyla ünlüdür. Mistik deriz ya hep, işte o mistik halinden öte sorgulayıcı yapısıyla ünlüdür (Sorgulamayan için o derinlik karanlıktır, adına da "mistik" dersen tadından yenmez.).

Hayata iki kelime eklese yeter becne "farkındalık" ve "kabullenme".

Önce kabullenme ile başlamak gerekli. Mesela evrendeki varlığımızı kabullenmeliyiz. Bizim için bir kum tanesi neyse, yıldızların yanında bir kum tanesi olduğumuzu hissetmeliyiz. Ya da birir atomun kum tanesi yanındaki boyutunu düşünmeliyiz. Görecelik arasında gidip gelen dünyada, nereden baktığına göre değişen bir durumdur büyüklük.

"Ne olduğumuzu bilmezken nasıl olmamız gerektiğini tartışmamız çok anlamsız." sözünde, kendimizi tanımamız gerektiği üzerine çok derin bir anlam içeriyor. Cibran kitaplarında farklı bir dünyayı gösteriyor bize.

Özgürlüğün en büyük sınırını çizdi bize Kum ve Köpük isimli kitabında. "Unutkanlık bir tür özgürlüktür." diyerek. "Aklı yavaş olana değil, ayağı yavaş olana; kalbi kör olana değil gözleri kör olana acıman şaşılacak şey doğrusu." sözlerinin içinde engelleri fark etmek gerekiği yatıyor. Her cümlesinde farklı bir noktadan yakalıyor hayatı.

Varlığın karanlıktaki sırrını açığa çıkartmak için Deli olmak gerektiğini anlattı bize. Sonra o çıkan sır ile Ermiş'in Bahçesi'nde sohbetler etti.

Bir bakıma çok şey kattı bize. Her okuduğumda daha çok şey katacağını düşündüğüm birisi olacak.

27 Eylül 2019 Cuma

Review: Kum ve Köpük

Kum ve Köpük Kum ve Köpük by Kahlil Gibran
My rating: 5 of 5 stars

Bazı kitaplar insana düşünme fırsatı verir, Halil Cibran gibi bir yazarın kalemi de insana her kelime üstünde uzun uzun durmak gerektiğini ve düşünmek gerektiğini hatırlatmaktadır. Aforizmalarından oluşan bir kitap daha, beni etkileyen aforizmaların bir kısmını eklemek istiyorum.

Tanrı düşündü, ilk düşüncesi bir melekti. Ve Tanrı konuştu, ilk sözü insandı.

Bedenim ruhuma aşık olup da evlendikleri gün, ikinci kez doğdum.

Unutkanlık bir tür özgürlüktür.

Hayat kalbini övecek bir şarkıcı bulamadığında, aklını konuşacak bir filozof doğurur.

Ağaçlar, toprağın göğe yazdığı şiirlerdir. Bizse onları kesiyor, hiçliğimizi ve ahmaklığımızı kaydetmek için kağıt yapıyoruz.

Sadece iki kişi insanlık yasalarını tanımaz; deli ve dahi. Onlar, insanlar arasında Tanrı'ya en yakın olanlardır.

Aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana, kalbi kör olana değil de gözleri kör olana acıman şaşılacak şey doğrusu.

Hepimiz kutsal dağın zirvesine koşuyoruz. Geçmişi bir rehber değil de bir harita olarak kabul etsek yolumuz daha kısa olmaz mı?

Münzevi, bölünmemiş külli alemlerin tadına varmak için zerreler alemini terk eden kimsedir.

İlgi duymak, yaşamın yarısıdır; kayıtsızlık ise ölümün yarısıdır.

Her sayfasından bir ansiklopedi çıkacak olan derin sözlerin yazarı, okumayı her seferinde zevk haline çeviren kitapları ile, Halil Cibran'ı öneririm.

View all my reviews

16 Mayıs 2019 Perşembe

Review: Deli

Deli Deli by Kahlil Gibran
My rating: 5 of 5 stars

Tapınaklar ve diyarlar içinde var olan bilge ve din adamlarının dünya görüşlerini sorgulamak için adımlar atan bir kitap.

Delilik, çağdan çağa daha derin nitelikler kazansada temelde tek soruya delalet gelen bir akımın sonucu oldu: Dünya'ya neden geldik?

Kahlil Gibran, bu kitabında yine farklı kısa hikaye ve anektodlar içeren anlatımı kullanıp bu soruyu irdelemiş. Kimi zaman doğuştan kör bir gökbilimcinin abes hayallerini taşıdığı göğsü, kimi zaman günahlardan korktuğu için bir gözü ile bir kolunu vermiş bir kabilenin içinde gezen seyyahın korkusu oldu bu düşünceler.

Ama bir gemi ile gelen, sonra düşüncelerin paylaşıldığı sohbetlerin içinde ilerleyen Ermiş insanın ardına, varlığını karnalıklardaki sırrı çıkartmak için geçiren Deli birisi ile karşımızda.

View all my reviews