25 Aralık 2017 Pazartesi
"Multitasking" Tartışmasında Ben
8 Kasım 2017 Çarşamba
Edebiyata Bakarken; Federico Lorca ve Coplalar
Federico García Lorca |
Aydınlanır kilise
Sen girince içeri
Ve çiçekler doluyor
Sen oturunca
ne olursun, bir yudumcuk!
ah, muhafız komutanı,yan gelmişsin odanda!
Hani ipek mendiller,
_____________________________________________________________________
7 Kasım 2017 Salı
Çalışamama Alışkanlığımız; Tükenmişlik Sendromu
21 Ekim 2017 Cumartesi
Sınırsızlık Denkleminin Sınırları
27 Eylül 2017 Çarşamba
Okumak ve Yoksulluk
Bir noktada gariplik gördüm, yorumlamak gerektiğine inandığım için ve bunu da yazarak yapmak en doğrusu olacağına inandığım için paylaşmak istedim.
Yukarıdaki tablonun kaynağı HABERTÜRK sitesidir.
Diyor ki haber genel olarak, okuyup bir alanda profesyonellik elde edenlerin dünya üstünde var olan güçlerinde yani maddi değerlerinde büyük bir azalma mevcuttur.
Benim aklıma gelen sorular şunlar;
1. Okur-yazar olmayan kesim diye nitelendirilen kesim tam olarak ne iş yapıyor?
2. Bir okul bitirmeyen kişiler genellikle bölgedeki en eski kişiler değil mi? Göç etmemiş, tarım kültürünün kentleşmesi, bu kentleşmede bina çöplüğüne dönen ülkemizde bir kaç kiralık daire daha edinen kesim değil mi?
Aynı haberde en yoksul %20 kesim ve en zengin %20 'lik kesim üzerine de yorumlar var, zengin olan kesim değer kaybederken yoksul kısımda büyüme var.
Tüm bu resim aslında üretici kesimin 3. dünya ülkesi olduğumuzu kabul etmeyip hizmet sektörüne çarpık girişinin resmi değil midir?
Ya da 1990 ekolü ile SSK+Kooperatif ile dünya mutlusu olacak orta direk için ceptelefonu+arabaya dönüşünün resmi midir?
13 Eylül 2017 Çarşamba
Bilimin Arka Kapısı
1. İntech Open
Açık kaynaklı verilerin paylaşıldığı, teknoloji ve sağlık alanında çeşitli verilerin bulunduğu bir web sayfasıdır.
2. sci-hub.se
Amaçları bilime vurulan bariyerin kaldırılması olan, verilere ücretsiz erişilmesini hedeflemiş bir sitedir. Büyük akım bilimsel kaynakların sağladığı paralı erişime buradan ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.
Bir tür korsanlık sistemi olduğu için sürekli olarak çeşitli ülkelerde erişimin engellendiği, Rusya üzerinden hizmet vermeye devam eden site içerisinde bir çok makaleye erişmek mümkündür.
Arama yapmada önerimi DOI adresini kullanmanızdır.
3. libgen.io
En büyük kütüphane olarak tanımlayabileceğimiz veri tabanında kitaplara ve yayınlara ücretsiz erişme imkanı sağlanmaktadır.
Kitabın adı üzerinde yapılacak aramalarda, biraz ingilizce bilgisi ile kitapların .pdf formlarına erişilebilir.
DOI nedir?
Digital bir dosyanın obje numarasıdır. Bir makaleye erişmek için kullanılabilecek adres olarak görebilirsiniz. Çözümleyici web adres: http://dx.doi.org/
Bu adres parmak izi gibi orjinaldir. Veriye ulaşmayı kolaylaştırır. 10.xxxx/asad.ada şeklinde olan adresin "10" ile başlayan kısmı DOI sisteminin standartı, sonra gelen "xxxx" kısmındaki rakamlar yazına sahip bilişim şirketini tanıtan bölüm, "/" sonrasındaki kısım ise metnin tanıtıcı kısmıdır.
Bu yazıyı yazmakta esas amacım, bir bilimsel çalışmayı oluşturmak için onca efor harcayan bir bilim insanın bunu dünyaya anlatmak için de ücret ödemesidir. Bu da yetmezmiş gibi bunu yaymayı görev edinmiş olan kurumların yine bunu ücretle satarak üretene kazanç sağlatmamalarıdır.
Bilim ve bilgi ücretsiz erişilmesi gereken düşünce yapılarıdır.
7 Eylül 2017 Perşembe
Hakemi Yenmek
20 Temmuz 2017 Perşembe
Bakış; Martin Eden
17 Haziran 2017 Cumartesi
Sorgulamak #3 Bilmek
"Cos I'm only human after all"
Bugün de kendi kendime sorgulamak istedim, bilgim nereye kadar diye, sonra durup düşünmek istedim. Böyle lisede, orta okulda çeşitli kelimeler öğrendik. Orada bir kelime vardı, aklıma geldi birden... "Ortak Miras", bu kelimeyi sorgulamak istiyorum. Anlamı nedir bilsem de ne kadar hayatımda diye soruyorum.
Tecrübe bir ortak miras ise, bu mirastan ne kadarını alıyoruz. Günümüzün küçük çaplı topyekün savaşlarına en güzel örnek miras davaları lakin bu süreçte sadece kalan ufak tefek topraklar için çatışıyoruz. Kimileri var, ellerinde bir defter ile yaşayıp ölüm döşeğinde en sevdiğine yadigar etmek istiyor. Kimileri var, yürürken attığı her adımda patlayan mayını arkasındakine söylüyor. Biz bunların ne kadarını biliyoruz.
Ortak miras diyorum ya, başlı başına tecrübenin mirası değil mi o? Edison'un DC'sinden Tesla'nın AC'sine giderken oluşan yada Pastör ile aşı kullandığımız hatta adını bilmediğimiz birilerinin yuvarladığı taşın yaptığı ara bile bunun bir parçası değil mi? Bunu ne kadar biliyoruz.
Garip istatistikler arasında ömür uzunluğu da var. 78 yıl diyor kimileri, fark etmez bir gün eksik bir kaç gün fazla olabilir. Bilmesek de bildiğimiz tek bir şey var bu süreci yaşayacağız. Başkalarının bastığı mayına basarak mı? Önümüzdekini duyup onun önüne geçecek kadar umutlu bir şekilde mi? Aynı yolda gittiğimiz kişilerin o yolda geçirdiği ömrü kendi ömrümüze katıp hayatı 150 yıla çıkartabilecek kadar bilgisi olan bizlerin "sorgulaması" bu da ...
Ne de olsa bizler sadece insanız, hata yapmak bizim de hakkımız.
11 Haziran 2017 Pazar
#Sorgulamak 2 : Bilinç ve Tüketim
Kitap okumayanlar için bir yazı değildir!
Bir dilin temel niteliklerini kelimeleri ve onların anlamları oluşturur. Bunların kullanımı üstüne ayrı bir dünya konuşması üzerine ayrı ve yazması üzerine ayrı bir dünya vardır. Bir bilim dalının en temelini öğrettikleri temel eğitim dönemimiz içinden çıkınca sıradan bir insan olarak binde 5'ine hakim olduğumuzu belirten yazılar var.
Bu araştırmalar bu kelimelerin ne kadarını kullandığımızı da sorguluyorlar. Güzelim dilimizin 1970li yıllar için 90 milyon civarında kelimesinin var olduğu belirlenmiş. Günümüz araştırmaları ise günde 400 kadar kelime kullandığımızı göstermektedir.
Dili geliştirmek, kelime öğrenmek için en temel yöntemimiz kitap okumaktır. Bu konu su götürmez bir gerçektir. Kitap okumak kelime bilgisi sayımızı ve kelimelerin anlam, kullanılış şekli üzerine çok güzel çıkarımlarda bulunmamızı sağlar. Bir tık ileri gidecek olursak, şiir okumak bu durumu daha da geliştirmeyi sağlar. Mecazi anlamlar kelimelerin en uç noktalarını yakalatabilir.
Benim savunduğum hipotez; çok kitap okumak faydasızdır. Dilimizi geliştirmek için çok kelime öğrenmek güzel bir şeydir, sorunda tam burada başlıyor. Bir şeyden çok öğrenmek etkili midir?
Edebi yönüyle, gramer yönüyle bir kitap insana çok şey katar. Buradaki "katmak" fiilinin mühim bir ayrıntısı mevcut. Tüketim toplumunun elamanı olan bizler için kitapları almak okumak ve okuduğumuzu göstermek gibi alışkanlıklar kazandık. "katmak" kelimesi gizli bir iş paketini cümle içine yerleştirmiştir. O da yaptığımız okuma eyleminin sonrasında analize ve senteze daha sonrada gündelik kullanıma geçirme yönündeki ihtiyacın kazanım olabileceğini göstermektedir.
Tüketim toplumunun diline katkı sağlasın diye okuduğu ve seçicilikten bihaber şekilde iç ettiği kitapların analizlerini yapmadan, kendi hayatına sokmadan geçmesi, yani sadece çok kitap okuması hayatına bir şey katmaz. Çok kitap okumak faydasızdır hipotezim deki ilk savunma noktamı bu oluşturmaktadır.
İkinci kısmını daha kısa bir şekilde anlatmak istiyorum; bilinen insan ömrü her türlü mükemmeliyetçilik ile 140-160 yıldır, günümüzde ise ortalama 75 yıldır. Bir kitap için ortalama olarak bir hafta süre geçecek desek, okunacak kitap sayısı bellidir. Bu yıl basılan kitap sayısı 1.142.XXX şeklinde ise her birisi için standart yaşan bir insan ortalama bir hafta ayırsa ve bu süreçte bir ömür buna yetmeyecek demektir. Yani çok kitap okumak yerine, hayatımıza bir şeyler katacak olanlardan ve ömre sığıp yaşama eklenecek şekilde seçmek gereklidir.
5 Haziran 2017 Pazartesi
#Sorgulamak 1: Genel bakış
"Beacuse, we are food for worms" Ölü Ozanlar Derneği
Bu söz, bir başlangıç ve bir sonun en çarpıcı ve hızlı akışını simgeliyor hepimiz için...
Daha farklı bir kültürden Ortadoğu'dan bir söz alalım;
"İnnâ lillâh ve İnnâ ileyhi Râciûn" bir ölünün ardından dile getirdiğimiz söz...
19 Mayıs 2017 Cuma
Sağlıkçının Girişimci Olması
13 Mayıs 2017 Cumartesi
İzmir ve Bisiklet
Mesela sahilde bisiklet sürmek istersiniz, son noktasına gelince bayrağa selam verirsiniz. Arada hissettiğiniz o güzel rüzgar ayrı bir güzelliğidir.
Ya da bir yere gelirsiniz gün batımı çıkar karşınıza. Etkilenmemek ne çare, üstüne bir de oturup izlersiniz. En sesli yerine bile ufak bir fark atan mesafede, hiç bir yerde olmayacak manzarlar bulursunuz.
Ökkeş Zortuk (@hikayeci_)'in paylaştığı bir gönderi ()
Ve dostluklarınız vardır, onlar ile pedallarsınız. Güzel ve eğlenceli rotalara.
3 Mayıs 2017 Çarşamba
Bayram Kutlaması
Türk Devletleri |
1 Mayıs 2017 Pazartesi
Yaşamak için Çalışmak
28 Nisan 2017 Cuma
Medikal Girişim ve Yerli Üretim
17 Nisan 2017 Pazartesi
Birlikteliğin hikayesi #Snellman
Daha biyografik şeyler okumak isteyenler için link buradadır!
24 Mart 2017 Cuma
Birazda müzik
Enerjik bir güne başlangıç için, bpm değeri aşırı yüksek olmayan parçalar ile ;
Goodmorning Mood Listesi
Müzik listesi için sağ taraftaki fotoya tıkalyabilirsiniz...
İkinci liste ise kitap okumayı sevenler için bir liste, çok fazla beyaz tonlar içermese de akışına uydu diye düşünüyorum.
Booktrack Listesi
Buradaki parçalar içinde hemen soldaki fotoya tıklarayak listeyi görebilirsiniz.
Yeni bir liste olarak Türkçe ve yeni müziklerden oluşan sıradaki listem; Modernize
Bu listenin şarkılarını paylaşmayacağım, zaman ile değiştireceğim çünkü. Dinlemek isteyenler için linki isminde gizli.
Spotify kullanıcı adım: O.zortuk
Edit 1: 11.04.2017
Edit II: 25.11.2018
11 Mart 2017 Cumartesi
Bir bahar günü...
26 Şubat 2017 Pazar
İzler.... UNUTMAMAK GEREK... #Hocalı
İnsan hayatının kutsiyetine inanan herkese saygılarımla.
19 Şubat 2017 Pazar
İnsan 4.0
15 Şubat 2017 Çarşamba
Düzen ve Değişim
Gözlemler, düşünceler analizleri gösterir.
Güzel bir değişim döneminde yaşıyoruz, dünya üzerinde 2. Dünya Savaşı ve sonrasında doğanları, onların çocuklarını, internete doğan çocukları ve sosyal medya çocuklarını taşıyor. Bence taşımak konusunda zorlanıyor.
Ufak tefek değil kocaman farklar ile yaşıyor bu bireyler.
Savaşı görenler savaştaki iteat dünyasında...
Çocukları savaşsız bir dünya için yaşamakta...
İnterneti görenler, bilginin gücünü hissetmiş, bilgi ile güçlenmekte...
Sosyal medyayı yaşayanlar, duyduklarına inanmadan önce görmeyi tercih etmekte...
Bütün bunlar için de bu grupların kendilerince farklı bakışları var tabii olarak. Mesela çalışmak ve yaşamak dengesl; kimisine göre yaşamak için çalışmak, kimisine göre çalışmak için yaşamak şeklinde.
Düşünün sizin için yaşamak nedir ?
Bir çok nesilden gelen farklı bakış açıları sonuç olarak çatışma demek. Ama mühim bir durum var ; bir grubumuz iteati çok mühim görmekte ama kişiye iteat etmeyi. Yeni nesiller ise yani bilgiye doğan nesiller, sadece bilgiye ve onun gücüne iteat etmekte.
Günümüz yaşamında çatışma ortada, bilginin gücü mu kişinin gücü mü?
Ben net bir şekilde bilgi diyorum çünkü kişinin gücü için savaşanlar 75 yıllık dünya yaşam süresinin 50-60 yılını doldurmuş, fani dünyada son güçlerini kullanan nesil olarak yaşamlarını sürdürmektedirler.
12 Şubat 2017 Pazar
Şiir okumak
Şiir okumak...
Bu metinde yer alanlar, son olarak karşılaştığım ve dinlediğim şiirlerde hissettiğim, şahsıma muasır bir eleştirinin paylaşılmasıdır.
Bu site de kendi kişisel görüşlerimi paylaşım yerdir.
Genel olarak üçe bölmek en mantıklısı gibi geldi bana;
1. Sahibinin okuması
2. Profesyonelin okuması
3. Sevenin ya da paylaşmak isteyenin okuması
Şeklinde sınıflandırmak bana en güzel geleni. Bunun ile ilgili örnekler de vermek istiyorum ama önce düşüncemi paylaşmak isterim.
Okumak için çok önemli bir şey var; o da şiirin "ruhu" ... Bunu bilen kimler var? Bence yalnızca sahibi, ona bunu yazdıran dünya size onun yaşadığını nasıl yaşatmış olsun ki. Çok güzel şairlerin çok derin şiirlerinde hissediyorum bir çok şeyi, hatta bir çok şeyi böyle düşünüyorum.
Şiirleri okuyorum, hissediyorum. Dinliyorum daha çok hissediyorum. Yaşamdan dinliyorum, daha da çok hissediyorum.
Kitabı elime alıp, onlarca kez okudum bir şiiri, bir de sahibinden dinledim. Bir orotoryoda dinledim, bir dizide dinledim.
Okuma ile ilgili bence en büyük sorun, şiire eşlik eden müzik ile öncelik farkı. Şiir okurken, müzik eşlik eder. Şarkı söyler iken şiir. Belki de en büyük hata budur benim hissettiğim. Bükülmüş, frekansı- tınısı değişmiş ses şiirin nüanslarını bırakıp kulak zarının yüzeyini tırmalama işine giriyor.
Bir de kendi ağzından dinleyin.
Attila İlhan 3. Şahsın şiiri
Sonra okurken atladığınız o "jezebel" kim bir de ona bakın tarihin en eski sayfalarından...
2 Şubat 2017 Perşembe
Meritokrasi
- Kamu yönetimi: burada görev alacak kişinin, görev alacağı alanda yetkin ve bilgili olması şartı, buraya gelirken bunları objektif bir şekilde ispatlaması gibi bir durum mevcuttur.Örnek olarak; Osmanlı Devleti, Devşirme sistemi gösterilebilir.
- Liyakat: kelime anlamı "yaraşırlık" (TDK'dan baktım) demek, sistemin özünü oluşturan mantalite budur.
- Kayırmacılık yoktur: Ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
- Yandaşçılık yoktur: Başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
- Ayrımcılık yoktur: Cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. Yetenek her şeydir.
- Eşit imkânlar: Herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
- Tatminkar erdemler: En başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
14 Ocak 2017 Cumartesi
Yaşamın önemi nedir?
7 Ocak 2017 Cumartesi
Oranlar ve Orantılar
Deneme ve yanılmalar, tecrübeler ile sonuca varmak çok basit aslında.
Bir de olaya farklı bir yerden bakalım, kuralları ile kahve...
Tatlar, oran ile gelir. Kurallara prosedürlere uyarak elde edilir denir. Mesela, bir gram kahveye 15 gram su katararak orta dereceden bir kahve elde edersiniz. Ama yumuşak isterseniz 17 gram katın, sert isterseniz 12 gram, belkide sizin için ideal olanı 13 gramdır.
Uzmanlar 1 e 15 diyor bilelim ama...
Bu kuralların güzel bir tarafı var ama farkındaysanız. O da azda olsa sınırları görmenizi sağlar. Deneme yanılma yapmak için alanı daraltır. Mesela 1 gram kahveye 25 gram katarak aslında çok çok az esans alacağını baştan görürsünüz. Bu sayede ortadan başlayıp istediğiniz yöne girseniz damağınızı mutlu edersiniz.
Kuralları bilmek güzeldir, uymak konusun tartışmalı. Sonuçta kuralları yönergeleri biz çıkardık, ana "normal şartlar" hepimizde aynı olmadığına göre "NŞA"da biz biz değiliz.